23 Mart 2016 Çarşamba

EN'ler

EN BÜYÜK BALIK

 Dünya'nın en büyük balığı “balina köpek balığı” (Rhincodon typus)’dır. Okyanusların sıcak sularında yaşayan bu balık hakkında 17–18 m.’lik boylara ulaşabileceği iddiaları varsa da kesin olarak ölçülerek belgelenmiş resmi kayıtlara göre 12,65 m. uzunluğa ve 7 m.’lik vücut çevresine sahip olduğudur. 11 Kasım 1949’da yakalanan bu köpek balığının ağırlığı ise imkânsızlık sebebiyle ölçülememiş, ancak 15–21 ton arasında olabileceği tahmin edilmiştir. Muazzam görünüşüne rağmen zararsız olan bu tür, sürü halinde yaşayarak büyük kütleler teşkil eden küçük balık ve kabuklu hayvanlar gibi plankton dediğimiz çok küçük canlılarla beslenir. 
  


EN YIRTICI BALIK
   En büyük yırtıcı balık olma rekoru Jaws filminin de kahramanı olan “büyük beyaz köpek balığı” veya beyaz “noktalı köpek balığı” (Carcharodon carcharias)dır. Kuzey Amerika’nın serin ve sıcak sularında, Güney Afrika, Güney ve Batı Avustralya, Yeni Zelanda, Şili ve Japon denizlerinde bulunduğu gibi Adriyatik sahilleri başta olmak üzere Akdeniz’de de görüldüğü bildirilmiştir. Dişilerinin erkeklerinden daha büyük olduğu bu türde 1945 yılında yakalanan bir dişi 6,4 m. uzunlukta ve 3314 kg. ağırlıkta ölçülmüştür. 




EN UZUN KEMİKLİ BALIK:KÜREK BALIĞI


Yukarıda verdiğimiz rakamlar kıkırdaklı balıklar sınıfına aittir. Kemikli balıkların boyca en büyüğü ise “kürek balığı” (Regalecus glesne)’dır. Sıcak ve tropikal denizlerde yaşayan kürek balığının boyunun 15,2 m. olduğu tahmin ediliyordu. Birçok uzmanın gözlemine dayanan ve kabul edilen bu rakam balık yakalanamadığı için resmileşemedi. Yakalanarak boyu kesin olarak ölçülmüş bir örnek ise 7,6 m. boyunda ve 272 kg. ağırlığındadır. 




EN GENİŞ VÜCUTLU VE AĞIR KEMİKLİ BALIK
    Bütün tropikal ve subtropikal sıcak sularda bulunan “güneş balığı” (Mola mola)’nın 1908 yılında yakalanan bir örneğinin burun ucundan kuyruğuna kadar olan boyu 3,1 m. olduğu halde sırt-karın istikametindeki genişliği 4.26 m ağırlığı ise  2235 kg olarak ölçülmüştür.Denizde yaşadıkları halde yumurta bırakmak için nehirlere de giren mersin balıklarının en büyüğü olan “mersin morinası” (Huso huso) Karadeniz, Hazar denizi ve bunlara bağlı nehirlerde yaşamaktadır. 1827 yılında Volga nehrinin denize döküldüğü kısımda yakalanan yumurtalarını henüz dökmemiş bir dişi mersin morinasının boyu 7,3 m. , ağırlığı ise 1474 kg. olarak ölçülmüştür. 


DENİZ ŞAKAYIKLARI


Deniz şakayıkları zehirli kollara sahiptir. Eğer bir balık bu kollara değecek olursa kendinden geçerek ölür ve şakayığa yem olur. Başka balıkların yanaşamadığı bu zehirli kollar. Palyaço balıkları için son derece güvenli bir yuva teşkil eder. Peki palyaço balığı nasıl olupta diğer balıklar gibi zehirlenmemektedir?

Palyaço balığının vücudu özel bir kimyasal madde ile kaplıdır. Bu madde zehrin balığın vücuda etki etmesini engeller.

Bilindiği gibi kimyasal maddeler teknolojik aletler yardımı ile belli bir denetim altında çok özel ortamlarda ve uzman kişiler eşliğinde üretilirler. Oysa denizin dibinde bir balıkta hiç bir tesis hiç bir mühendis olmaksızın aranan nitelikte kimyasal maddeler üretilmektedir.



Balığın şakayıktaki kimyasal salgıyı bilmesi, üstelik bu salgıyı tesirsiz kılacak maddenin formülünden de haberdar olması ve buna uygun üretim yapması elbette bir yaratılış delilidir. Palyaço balığının kendi kendine böyle bir sistemi oluşturması, kimyasal madde formülleri keşfetmesi asla mümkün değildir. Palyaço balığını yaratan Allah'tır. Neyi nasıl yapacağını ona ilham eden de Allah'tır. 



Süngerler

SÜNGERLER

ANATOMİLERİ

Parlak sarı, turuncu, kırmızımtrak, siyah ve menekşe renkli olabilirler. Belli bir şekilleri yoktur. Vazo, kadeh, torba, boru, çalı gibi muntazam olmayan kümeler meydana getirirler. Hakiki doku ve organları yoktur. Duyu, sinir ve hareketi sağlayan hücreleri bulunmadığından yapıştıkları zeminlerde sabit yaşarlar. Hayvanlardan çok bitki hissini verirler. Boyları birkaç milimetreden, 3 metreye kadar değişir. Büyük çoğunluğu sıcak denizlerde yaşar. Çok azı tatlı sularda bulunur. Bir sünger zemine yapışan kapalı bir kısımla vücut boşluğuna açılan oskulum denen bir açıklıktan ibarettir. Yanlarda da suyun girip çıkmasını sağlayan delikler/porlar vardır. Bu delikli yapıdan dolayı süngerlereporifera denir. Küçük ağız vazifesini gören yan deliklerden giren su, vücut boşluğunu dolaştıktan sonra, oskulumdan tekrar dışarı atılır.

Fil kulağı süngeri (portakal rengi)
Vücut yapıları iç ve dış olmak üzere iki tabakadan meydana gelir. Aralarında dış deriden hasıl olan mezenşim adı verilen jelatinsi bir ara tabaka da vardır. İskelet ya basit bir iğne, ya da ışınsal uzantılı birçok iğneden meydana gelir. Silisyum veya CaCO3 bileşimlidir. Süngerlerin iskelet elemanları bu kısımdan meydana gelir. Destek vazifesini gören iskelet sistemi; kalker, silis veya keratin bileşiminden hasıl olan iskelet iğneleri spikül ve spongin denilen proteinli bir maddeden ibarettir. Spongin maddesi, spikülleri bir göztepe gibi örerek iskelet sistemini meydana getirir. Bazı süngerlerde iskeletteki spiküller tamamen kaybolarak destek maddesi olarak yalnız spongin kalır. Bu tür egesüngerler temizlendikten sonra, halk arasında temizlik süngeri olarak kullanılır. İskeletsiz olan pek az egesünger vardır.
Sünger olarak bildiğimiz kısım aslında hayvanın yumuşak kısımlarından ayrılmış iskeletinden başka bir şey değildir. Suyu emdiğinde şişme özelliği vardır. Plastik süngerlerden önce daha çok kullanılanlar doğal süngerlerdir.


 ÇOĞALMALARI

   Süngerler eşeyli ve eşeysiz olarak iki şekilde ürerler. Eşeyli çoğalmada mezenşimatik tabaka içinde yumurta ve spermatozoitler meydana gelir. Her iki çeşit üreme hücresi de aynı veya ayrı ayrı hayvanlarda bulunabilir. Döllenme vücut içinde olur. Yan deliklerden suyla giren spermatozoonlar göçmen hücreler tarafından taşınarak yumurtayı döllerler. Eşeysiz üreme vücudun yanlarında olan tomurcuklarla meydana gelir. Tomurcuk ana hayvandan ayrılarak yeni bir sünger hasıl eder. Ayrılmadığı takdirde sünger kolonisi meydana gelmiş olur. Tatlı su süngerlerinde sert iklimlere karşıgemula denen bir üreme şekli görülür. Sonbahara doğru mezenşim tabakası içinde toplu iğne başı iriliğinde renkli kürecikler meydana gelir. Bunlar bol besinli embriyonal hücrelerdir. Gemula denen bu küreler dış taraftan iki katlı bir spongin zarla çevrilir. Ana hayvan öldükten sonra, bunlar çok soğuklarda dahi hayatını sürdürürler. İlkbaharda gemula içindeki üreme hücreleri etrafındaki zarın deliklerinden çıkarak yeni süngerleri meydana getirirler.

Su Altında Yaşam

SU ALTINDA YAŞAYAN CANLILAR

YILBAŞI AĞACI KURDU


Gösterişli ve rengarenk. Genellikle deniz dibindeki kayalara ve deniz canlıları üzerinde yaşamını sürdürüyor. Kafalarını genellikle kaya oyuklarında tutuyorlar. Tüylü kısımları oldukça yumuşak.

KIRMIZI DUDAKLI YARASA BALIĞI
Dünyadaki dört yüzgecinin üzerinde yürüyen tek balıktır. Yürümek için tasarlanmış yüzgeçleri, tuhaf görünüşlü burnu ve büyük kırmızı dudakları ile balığın son derece ilginç bir görünümü vardır.

KÜRDAN BALIĞI

Endonezya'ya ait bir kıyıdan dalgıçlar tarafından keşfedilen müthiş bir balık bunun adı da Kürdan Balığı emeklemek için kolları ve en ön kaplama gözler ve yüzgeçler inanılmaz derece müthiş.

PİNGPONG AĞAÇ SÜNGERİ

Hiç görmemiştiniz değil mi?Endonezya açıklarında dalgıçlar tarafından görüntülenen müthiş bir varlık.Allah'ın yaratma sanatı o kadar geniş ki...Daha bilmediğimiz milyonlarca hayvan türünden sadece bir tanesi... 
                                     ENGEREK BALIĞI
Yarım metre uzunluğa kadar ulaşabiliyor. Keskin ince dişleri oldukça zehirli. Günlerce aç kalabiliyor.
                                    DOMUZ MÜREKKEP BALIĞI
                               İlginç bir okyanus hayvanı. Görüntüsü aynı bir domuzu andırıyor.
         


                                    DEV BASKET YILDIZI 

Omurgasız bir canlı. İngiltere açıklarında yaşıyor. Vücudunu çevreleyen salkım saçak ipliksi kısmı vücudunu koruyor.
                        BALTA BALIĞI
Çok ince vücutları var. İri jel yapılı gözleri oldukça korkutucu. BU iri gözler yukarıdan düşen her yemek zerresini görmeye yarıyor.
                                   ATEŞ BÖCEĞİ MÜREKKEP BALIĞI
  Denizlerin belki de en renkli hayvanı. Fosforlu lacivert rengiyle oldukça göz alıcı. Denizin dibinde bulunduğu bölgeyi gece mavisine çeviriyor.Vücudunda 'fotofor' isimli renk verici pigmentler bulunuyor. Japonya civarında bolca  görülmektedir.

DENİZDEKİ SIR


DENİZDEKİ SIR 


Dalgıçlar Japonya'da denizin derinliklerinde ilginç geometrik-şekiller gördüler. Kum üzerine işlenmiş bir sanat eseri gibi duran bu şekilleri kimin yaptığıyla ilgili farklı-farklı tahminler vardı. Bazıları denizin dibindeki bu muhteşem şekilleri uzaylıların işlemiş olabileceğine bile inanıyordu. Aradan geçen uzun yıllardan sonra 'gizemli sanatçı' ortaya çıktı. Dalgıçlar bu şekillerle ilk kez 1995 senesinde karşılaştılar. Denizin dibine bu olağanüstü şekilleri kimin çizdiği yıllardır merak konusuydu. 'Gizemli sanatçı' iş üstünde yakalandı ve yaklaşık 20 sene sonra bu muhteşem eserlerin sırrı ortaya çıktı. 2 metreyi bulan çaptaki harikulade sanat eserlerini sadece 12 santimetre boyunda minik bir balık yapıyordu. Balığı ve şekilleri inceleyen uzmanlar çok ilginç bulgulara ulaştılar. Bu şekilleri sadece erkek balıklar yapıyordu. Eser biter bitmez dişi bir balık gelip erkeğin işçiliğine şöyle bir göz atıyor, beğenirse yumurtalarını bu şeklin ortasına koyuyordu. Erkek bu yumurtaları döllüyor ve 6 gün boyunca çemberin dışına çıkmadan yumurtaları koruyor. Beyni bir nohut tanesi kadar olan balığın bu muhteşem eserleri nasıl yaptığına ve bu balık türünün kendilerine eş seçerken nasıl böyle bir sistem geliştirdiğine ise bilim adamları cevap veremiyor.



16 Mart 2016 Çarşamba

Denizaltı







                                         SONSUZ MAVİLİK